Bilindiği gibi uzay kavramı sonsuz keramet ve sorularla dünyamızı da içine alan bir yapıya sahiptir. Bilim adamları yüzyıllar boyunca uzayla ilgili bir çok teori gündeme getirmiş ve her gün yeni uydular ve teleskoplar üzerinde çalışarak, uzay gemileriyle sonsuz boşluğa adım atmışlardır.En çok sorulan soru ise zaman kavramı. Uzayda ki zaman kavramı bazen saatlere sığmazken bazen tek bir saniye içerisinde oluşabilecek binlerce olayla karşımıza çıkıyor.
Nasa mühendisleri doğru ölçüleri alabilmek adına Advanced Topographic Laser Altimeter System (ATLAS) adında yeni bir saat işlevi gören araç icat ettiler.
Bu aracın özelliği ise bünyesinde yer alan özel yapım lazer ışınlarıyla ölçüm yapmasıdır. Uzaya fırlatılan bu araç dünyaya yolladığı lazer ışınlarının dünyadan tekrar uzaya yani saate geri gelmesiyle ölçüm yapmaktadır. Bu lazer ışınları çok hızlı hareket ettikleri için insan gözüyle görülmesi pekte mümkün olmamaktadır. İşte bu saatle saniyenin milyarda birine kadar ölçüm yapabilen bu saat dünya yüzeyinde ki dağ, ova, bayır gibi oluşumların ve denizlerin yerden yüksekliğini ölçerek bilim adamlarına çeşitli bilgiler sunmaktadır.
Örneğin Everest dağına gönderilen ışınlar geri geldiğinde lazerin yansıttığı yeşil renkte ki ışının diğer renklerden ayrıldığı bir filtreden geçerek sayılıp ayrıca geri dönüş için geçen süreyi de hesaba katarak saniye de 100 milyon kez tikleyen küçük bir kristal yardımıyla ölçüm yapılmaktadır. Bu tikler foton sayıcıları üzerinde ki eletronikler ile daha da küçük parçalara ayrılarak yüzlerce piko-saniyelik veriler elde edilmiş oluyor. Aslında çok karmaşık görünen bu sistem en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş bir saat mekanizmasıdır. Aynı yere tekrar tekrar yollanan ışınların geri gelmesiyle elde edilen veriler karşılaştırılıp Everst dağının tam olarak nasıl bir yapıya sahip olduğunu ve dağın hareketlerinin saniyeden bile küçük hareketlerle nasıl ölçüldüğünü bize aktarmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder